
Hiç uzatmadan okuyucunun bu filmle ilgili tercihini belirleyecek öğelerden bahsedeyim efendim: The Way Back, bir hapishane filmi değil, hapishane şartları da filmin temasıyla uzaktan yakından alakasız.Menzili biraz daha genişletelim diyeceğim ama Sibirya ve şartları da filmin ilerlediği asıl lokasyonu değil.Bu adamlar tabiri caizse asyanın kuzeyinden güneyine yardırıyorlar, ne sibiryası kalıyor ne çölü ne de himalayaları.Kısacası The Way Back katıksız bir yol hikayesi. Yol hikayeleri denince akla A.B.D.'de motorsiklet veya otomobille yapılan her durakta farklı tiplerle karşılaşılan eğlenceli filmler geliyor biliyorum ama bu filmdeki yolculuk tamamen zorunluluktan ve çilelerle dolu.Tabi film boyunca sadece mekanların şartlarına göre çekilen zorlukları izlemeyeceksiniz.Bu işin sağlık kısmını da hadi geçtim, inanılmaz bir psikolojik harbe tanık olacaksınız, bir yaşam savaşının gücünü tüm doğallığıyla izleyeceksiniz.Gerçek olaylardan esinlenildiğini de hatırlatmak lazım.
The Way Back'i yol,asya,komünizm,Rusya,gulag(sibiryadaki çalışma kampları), fedakarlık,yaşama azmi, gibi kelimelerle etiketleyebiliriz ancak bunların arasından yol ve yaşama azmi olgularını baş köşeye oturtmak lazım, tercihinizi de bunun bilincinde yapmanızı tavsiye ederim.
Ed Harris her zamanki klasında ama Colin Farrell oynadığı karakter sebebiyle alışmadığımız bir rolde çok iyi iş çıkarmış dikkat ediniz. Jim Sturgess'ın da hapse giriş hikayesi Stalin Rusya'sının özeti adeta gerçekten inanılmaz bir dram.
Mesela hangi filme benziyor?
Yolculuk: Lord of The Rings (tüm fantastik öğeleri çıkartın ama)
Hayatta kalma mücadelesi: Into the Wild, The Road, Cast Away
Hangi modda izlenir:
ister sevgili ile, ister aile ile veya arkadaşlarla. Ama merak eden ve araştırmayı seven biri iseniz yalnız izlemenizi tavsiye ederiz.Konu çok geniş bir coğrafya olduğundan bol bol pause'layıp vikipedi yapabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder